Doğu Sadak (Oymantepe)

Doğu Sadak (Oymantepe)

section-f4723ef
//aladdinmiddleeast.com/wp-content/uploads/2022/03/063-scaled.jpeg

 

 

Doğu Sadak (Oymantepe) İşletme Ruhsatı 'ARİ/AME-SNR/K/M48-a3-1' Türkiye'nin güneydoğusunda Siirt İlinde ve Raman ve Garzan petrol sahalarına komşu 7652 hektarlık bir alanı kaplar. Ocak-2014 tarihinde Doğu Sadak-1 arama kuyusunda Üst Kretase karbonat seviyelerinde 43 API graviteli petrol keşfiyle başlayan arama atılımı, Orta Doğu petrol trendi boyunca devam etmektedir.

Dünya petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 60'ı ve gaz rezervlerinin yüzde 41'i Ortadoğu ülkelerine aittir. Petrol ve gaz rezervlerinin çoğu Orta Doğu hidrokarbon kuşağında Kretase yaşlı karbonat rezervuarlarından üretilmekte olup, bölge petrolünün %70'inden fazlasının kaynak kayasını Jura-Kretase yaşlı çökeller oluşturur. Bu kaynak kayaların bazıları, Irak, GB İran, Suudi Arabistan ve GD Türkiye'deki Jura-alt Kretase yaşlı organikçe zengin şeyl baskın karbonatları ve yaş eşdeğeri karbonatlı şeyl oluşumlarını içerir. Ortadoğu'nun kireçtaşı ve dolomit rezervuarları oldukça iyi gözenekliliğe ve geçirgenliğe sahiptir. Birincil gözeneklilik, Orta Doğu'da geniş çapta yayılmış olan Kretase karbonatlarında (paket taşları ve tanetaşları) iyi korunmuştur. Siirt'ten Şırnak'a kadar olan bölgede Kretase karbonatlarından daha yaşlı petrol emareli Triyas ve Jura yaşlı çökel seviyelerin izlenmesine ragmen, potansiyel alanlarda en önemli rezervuar seviye Üst Kretase karbonatları olmuştur.

Doğu Sadak petrol sahası, genellikle Beloka Formasyonu ve eşdeğeri çatlaklı karbonatlar ve Mardin Grubu olmak üzere Üst Kretase yaşlı karbonat rezervuar kayalarından üretim yapmaktadır. Siirt bölgesinde karbonat olan rezervuar seviyesinin büyük bir kısmı Üst Kretase-Paleosen örtü kaya birimi Germav Formasyonu tarafından üzerlenir. Yer yer resifal özellikte, çatlaklı killi kireçtaşı, kireçtaşı ve dolomitik kireçtaşı litolojisinden oluşan rezervuar seviyelerin kaynak kayasının ise Cudi Grubu’nun üst seviyeleri (Şenoba Formasyonu) olduğu son yapılan jeokimyasal analiz çalışmalarında ortaya konulmuştur.